Tarımsal Kalkınma Vakfın’da 20 Nisan 2024 tarihinde yapılan toplantıda, TİKA Myanmar koordinatörü sayın Giyaseddin Karatepe’nin “Gazze’nin Dünü, Bugünü ve Yarını” konulu sunumunu ilgiyle dinledik.

Sayın KARATEPE,
Kudüs’ün Orta Doğu ‘nun Kenan bölgesinde yer aldığını, burasının Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık için kutsal yerler olduğunu, Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi-i Aksa’nın burada bulunduğunu söyledi.

İsrail’in kurulduğu 1948 yılından beri ABD, AB, İngiltere gibi ülkelerin sınırsız destekleri ile Filistinlilere hunharca soykırım yaptığını, Kudüs’ün Kur’an ve hadisi şeriflerle önemini anlattı ve Gazze’ye atılan bombaların nereye düştüğünün sorgulanması gerektiğini söyledi. Kudüs’ün Müslümanlar tarafından ilk defa Şam Valisi Ubeyd’e Bin Cerrah tarafından fethedildiğini,1187 yılında Kudüs’ün Selahattin Eyyubi döneminde Müslümanların kontrolüne girdiğini söyledi. Kutsal bir yer olan Kudüs’ün zaman zaman Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki savaşlarda el değiştirdiğini söyledi.

1517 yılında Yavuz Sultan Selim döneminde feth edilerek 1918 yılına kadar Osmanlı hakimiyetinde kaldığını ve en huzurlu dönemini yaşadığını, Kudüs’e defalarca haçlı ve Yahudi seferleri yapıldığını, Kanuni Sultan Süleyman döneminde yoğun imar faaliyetlerinin olduğunu, Tanzimat döneminde Kudüs’te ve Osmanlı Devleti içinde kurulan misyoner okullarının ajanlık faaliyetleri sonucu 1870 yılından sonra Kudüs’e Yahudilerin gelmeye başladığını, 1890 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde Dünya Yahudi Kongresi’nin toplandığını, 1901 yılında Yahudiler fon oluşturarak Osmanlı Devleti’nin borçlarını ödemek şartıyla Kudüs’ün kendilerine verilmesini talep ettilerini dile getirdi. Abdülhamid Han’ın bunlara karşı Kudüs’ü miri arazi olarak kendi bünyesine aldığını ve hiçbir Yahudi kişi ve kuruluşuna mülk satışına izin verilmediğini, 1916 yılında İngiliz ve Fransız Sykes-Picot Planı ile Yahudilerin Kudüs’e gitmelerinin önünün açıldığını belirtti.

Osmanlı Devleti’nde yabancıların destekleriyle kurulan kurulan İttihat ve Terakkinin Osmanlı karşıtı olan Yahudilerle iş birliği yaparak Filistin topraklarını özellikle Yahudilere peşkeş çektiklerini, İngilizlerin 1915 yılından itibaren bölgeyi işgal ederek, 1917 yılında İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Bellford‘un, Deklorasyonu ile Yahudilerin Avrupa ve diğer ülkelerden Filistin’e göç ettirildiğini, 1920 yılında San Romeo Konferansı ile Filistin topraklarının İngiliz manda yönetimine geçtiğini, Müslüman Filistinlilerin zor kullanılarak yerlerinden edildiğini ve değişik mülteci kampları oluşturulduğunu, 1948 yılında işgalci İsrail devletin kurulduğunu söyledi.

Aynı yıl Arap İsrail Savaşı’nın olduğunu, savaşı batılıların özellikle İngiliz, Fransız ve ABD’ nin yoğun destekleriyle İsrail’in kazandığını, savaş sonrası Doğu Kudüs’ün Ürdün ‘e, Batı Kudüs’ün İsrail’e verildiğini, 1964 yılında Yaser Arafat’a sosyalist bir örgüt kurdurulduğunu ve asgari kanadına El Fetih isminin verildiğini 1967 yılında ikinci Arap İsrail Savaşı’nın yapıldığını, Doğu Kudüs ve Golan Tepelerinin tamamını İsrail’in işgal ettiğini, 1969 yılında Mescid-i Aksa’nın yakıldığını ve aynı yıl Fas’ın Rabat şehrinde İslam Konferansı Teşkilatının kurulduğunu ve amacının Kudüs’ün kurtarılması olduğunu söyledi.

Camp David anlaşmasıyla İsrail’in işgal ettiği Sina Yarımadası’nı boşalttığını ancak bu yarım adanın silahsızlandırıldığını, 1987 yılında Seyit Ahmet Yasin tarafından Hamas‘ın kurulduğunu ve intifada hareketinin başladığını, bunun üzerine Yaser Arafat ‘ın Bertaraf edilerek yerine İsrail’in ve batının önemli adamı olan Mahmut Abbas’ın getirildiğini söyledi. Filistin’de 2006 yılında yapılan seçimleri Hamas kazandığı halde Abbas’ın hükümeti kurma görevini Hamas‘a vermediğini ve İsrail’in 2014, 2018, 2021 ve 2024 yıllarında Gazze’ye kara harekatları yaptığını önceki harekatlarda İsrail’in yenildiğini ama Gazze’de büyük tahribatlar yaptığını söyledi.

Soruna kalıcı çözüm getirebilmek için; Selahattin Eyyubi ve Yavuz Sultan Selim’in yaptıklarının yapılması gerektiğini, başlatılan boykota devam edilmesini, tatlı dille güler yüzle bu işlerin halledilmeyeceğini, 1949 yılında Türkiye’nin İsrail’i tanıma kararnamesinin iptal edilmesini, güç kullanılmadan bu işin çözülemeyeceğini belirtti Filistinliler ‘in hiçbir zaman İsrail’e mal ve arazi satmadığını, aksine algı operasyonları ile kamuoyuna satıldığı İsrailler tarafından yayıldı. İsrail’lilere Maroni Hristiyanlarının İngilizlerin teşviki ile arazilerini satarak Lübnan’a gittiklerini söyledi.

İsrail’e karşı ETKİN MÜCADELE edebilmek için; Müslümanların birlik ve beraberlik stratejisine ihtiyaçları olduğunu, Müslümanların nüfuz etkilerinin artırılmasını,
İslam Savunma Paktının kurulmasını, İslam Adalet Divan’ı ve İslam İktisadi İş Birliğinin oluşturulmasını, Eğitim -Kültür ve sanat birliğinin kurulmasını ve Müslüman ülkeler arası sınır güvenliklerinin oluşturulması gerektiğini belirtti. Günümüzde İsrailliler tarafından Gazze’de ve Filistin’de işgal edilerek yerleşim yerleri kurulduğunu, bunların tamamının gecekondu olduğunu söyledi. Buralara asıl sahiplerinin dönmesi gerektiğini, 1918 ve 1948 yılları arasında Filistin’i işgal eden İngilizlerin Müslümanlara yüksek vergiler uygulayarak mallarını haciz yoluyla zorla ellerinden aldıklarını söyledi. Bunu Filistinlilerin mallarını İsraillilere sattıkları şeklinde algı operasyonu ile dünyaya yayıldığını belirtti.

Gazze’nin Dünü, Bugünü ve Yarını” konusunda, kapsamlı bilgiler veren, sayın Giyaseddin KARATEPE’ye çok teşekkür ederiz.